Nazlıkul ve Nöralterapi Sevdalılarına Açık Mektubumdur

Bazen yaşantımızda öyle durumlar ile karşı karşıya kalırız ki korkmamıza hatta çok korkmamıza rağmen yapılması gerekeni yapmaktan başka hiç bir alternatifimiz olmaz. Karşı karşıya kaldığımız durumun o şekilde olmasını hiç istememişizdir. Hatta olmasını istemediğimiz durumu tüm etkileşimleri ortadan kaldırmak adına aklımıza bile getirmemişizdir. Ama istemediğimiz o an, her şeye rağmen ana gelir ve bir sürü çift göz size bakar. Eğer her koşulda yanınızda olan, her an yan yana durduğunuz çok sağlam bir çift omuz varsa yanınızda çok şanslısınız. İşte böyle başladı 2013 Greifswald yolculuğumuz bu sene...

Beklenmeyen bir talihsizlikle, Hüseyin Hocamız bu sene 3. BNR Greifswald Sempozyumunda bize liderlik edemedi. Ancak sadece fiziksel olarak yapamadı bunu. Oysa tüm enerjisiyle, ruhuyla her an hepimizin yanındaydı. Her sunumda, her diseksiyon masasında, her tartışmada, her soruda, her yorumda, her enjeksiyonda, her tedavide, neredeyse her konuşmada adını andık. Saygıyla, sevgiyle, özlemle ve minnetle. Çünkü biz 37 kişi Almanya'da Greifswald Ernst Moritz Amdt Üniversitesi Anatomi kürsüsünde, Jürgen Giebel, Karlhans Endlich ve Thomas Koppe tarafından büyük bir içtenlikle karşılandıysak, BNR onursal başkanımız Hans Barop, Gerd Dross ve Wolfgang von Heymann tarafından özverili sunumlar dinledi, uygulamalar yaptıysak, biz 37 kişi Nazlıkul'un yokluğunu kendimize dahi belli etmemek için her şeyin bir ucundan tutarak Nöralterapi Sevdalıları olduğumuzu hissettiysek...bunların hepsi Hüseyin Nazlıkul'un sayesinde gerçekleşti.
İlk gün Berlin'den Greifswald'e giderken otobüs yolculuğumuz hocamız Hüseyin Nazlıkul'un mektubu ile başladı. 3 saatlik yolculuğun ardından sağanak yağmurun altında küçük ama şirin otellerimize yerleştik. O akşam Giebel ailesi bizleri konuk etti; Her seneki geleneksel Nazlıkul yemek davetine bu şartlar altında bizi davet ederek bu geleneği temsilen sürdürmek nezaketini gösterdiler. Ertesi sabah, o her gördüğümde duygulandığım, Sobotta'nın kurucularından olduğu Anatomi Anfisinde açılış, Nazlıkul'un telefon konuşması ile başladı. Sunumların çevirilerini tıp öğrencisi sevgili Selda yaptı bizler için. Selda, Hüseyin Nazlıkul'un "sen tıp okumalısın" diye yönlendirdiği çok başarılı fizyoterapist dostumuz. Ardından diseksiyon salonlarında, kadavra başında çalışmalarımız ve ilgili konunun uygulamaları ahenkle devam etti. Biz ilk günün uygulamalarındayken, her an yanımızda olan bir diğer Nazlıkul dostu Wolfgang von Heymann, usulca gidip 4. sınıf öğrencilerine Nazlıkul'un sunumunu yaptı ve o da konuşmasına, Nöralterapi ve Manuelterapi'ye hem Almanya'da hem Türkiye'de çok büyük katkılar sunan Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul diyerek başladı.

2011 yılındaki 2. Greifswald Sempozyumun'da Hüseyin Hocam "bağ dokusu" konusunda bir sunum yapmamı istemişti. Ne kadar heyecanlı olduğumu o zamanki "Sempozyumu ardından" yazımda paylaşmıştım, orada olanlar da şahit olmuşlardı. Bu sefer de "Latent Asidoz" konusundaki sunum ile heyecanım devam edecekti ki, mevcut durumda Hüseyin Nazlıkul tarafından literatüre geçen Torakal Blokaj konulu sunumu anlatma onuru sevgili Demet Erdoğan'a ve bana verildi. Yer Ernst Moritz Amdt Üniversitesi, ortamda hep göz temasında olduğumuz ve bir şey olursa bize el uzatacak olan hocamız yok, konu "Torakal Blokaj", torakal blokajı şimdiye kadar bulan ve tek anlatan Nazlıkul olmuş, ilk defa bir başkaları anlatacak ve bir de slaytlar Almanca...  Güveniniz için teşekkür ederiz Hüseyin Hocam...

İkinci günün akşamı "HOŞ GELDİN" yemeği vardı yine geleneksel olarak yapılan. Hepimiz yemekte yine heyecanlıydık, çünkü bu kez de Hüseyin Nazlıkul'un tıp fakültesi öğrencisi olan biricik oğlu Özgün Nazlıkul, bir Nazlıkul olarak, hocamızı temsilen bizlerleydi. Ve yemekte bizlere babasının, hocamızın gönderdiği mektubu okuyacaktı. O akşamın bir diğer özelliği; o günün 10 Mayıs yani Hocamızın 50. yaş günü olmasıydı. Biz kendisine 50. yaş günü hediyesi olarak sizlerden, dostlarından, ailesinden, danışanlarından gelen mektuplardan oluşan bir kitap hazırlamış ve  Almanya'ya gitmeden ailesi ile birlikte kendisine vermiştik. İşte bu yemekte Özgün tarafından okunan bu mektubun konularından biri teşekkürdü, biri diğeri doğum günü sebebi ile bir kutlama idi ise de, 4 sayfalık mektupta katılan herkese, her detaya bir temas ve bir mesaj vardı.  

Son gün çabucak geçti.. Dönüş yolunda konuşulanlar, paylaşılanlar, resimler ve dergi için yazılanlarla ve kendi hissettiklerim ve gözlemlediklerimle şunu söyleyebilirim değerli hocam; Biz, bize olan inancınız ve güveninizle görevlerimizi yerine getirmeye çalıştık. Sizin yokluğunuzu her adımda hissettik, siz olsanız her şey bambaşka olurdu, kim bilir yine neler neler daha öğrenirdik. Kim bilir yine ne sürpriz bilgiler ve bonuslar sunardınız hepimize. Ama 12 senedir Türkiye'de Nöralterapi'yi hedeflediğiniz yere getirmek için kurduğunuz sistemin nasıl bir Alman disiplini ile kurulduğunu ve yürümekte olduğunu sanırım hepimiz hissettik. Bunların hepsi sizin sayenizde ve sizin eseriniz. Ama siz hep bizim yanımızda olun lütfen. Biz görevlerimizi yerine getirebiliyor olalım ama siz hep yanımızda olun. Hatamız eksiğimiz oldu tabi, olmaz mı! Ama affola...

Greifswald'e giden 37 kişilik ekibin bir kısmı Türkye'ye geri dönerken, bir kısmımız da Prof. Dr. Cihan Aksoy ve Wolfgang von Heymann ile beraber Berlin'de kaldık ve bir tam iki yarım günlük manuelterapi hospitasyon seminerini gerçekleştirdik. Bu kısmı da Berlin'in ardından yazımda paylaşacağım sizlerle...

Katılan herkese, bizlerle yol arkadaşlığı, gönül birliği yapan tüm nöralterapi sevdalılarına yürekten bir teşekkür ederim...

Sevgiyle kalın...

Dr. Tijen Acarkan
BARNAT İmtiyaz Sahibi
Bilimsel Tamamlayıcı Tıp ve Regülasyon Derneği Başkanı
İFMANT – İGNH- BNR – Nöralterapi Eğitmeni